NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ
نُفَيْلٍ
حَدَّثَنَا
زُهَيْرٌ
عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ أَبِي
سُلَيْمَانَ الْعَرْزَمِيِّ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ يَعْلَى
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رَأَى رَجُلًا
يَغْتَسِلُ
بِالْبَرَازِ
بِلَا إِزَارٍ
فَصَعَدَ
الْمِنْبَرَ
فَحَمِدَ
اللَّهَ
وَأَثْنَى
عَلَيْهِ
ثُمَّ قَالَ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّ اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ
حَيِيٌّ
سِتِّيرٌ
يُحِبُّ الْحَيَاءَ
وَالسَّتْرَ
فَإِذَا
اغْتَسَلَ
أَحَدُكُمْ
فَلْيَسْتَتِرْ
Ya'lâ'dan rivayet
olunduğuna göre;
Resulullah (s.a.v).
kırda peştemalsiz olarak yıkanan bir adam görmüş ve minbere çıkıp Allah'a hamd
ve senada bulunduktan sonra:
"Muhakkak ki Aziz
ve Celîl olan Allah utangaçtır, (ayıplara) kapalıdır, utanmayı ve örtünmeyi
sever, Binaenaleyh biriniz yıkandığı zaman örtünsün" buyurmuştur.
İzah:
Ebû Davud vitr: Nesâi.
gusl; Ahmed b. Hanbel IV 224.
Hâyiyy: Utangaç, haya
sahibi demektir.
Bilindiği gibi haya
(utanma) insanda ayıplanma ve kötülemne korkusundan doğan bir tepkidir.
Allah, Organizmada
meydana gelen bu gibi tepkilerden ve arizi hallerden münezzehtir. Bu bakımdan
organizmada görülen bu gibi ârizi hallerin Allah için söz konusu olmaması
gerekir.
Öyleyse hadis-i şerifte
geçen "utangaç" kelimesinin açıklığa kavuşturuması gerekir.
Bu mevzuda hadis
sarihleri şöyle diyorlar:
Utanma duygusunun
insan üzerinde iki çeşit tesiri vardır:
1- Bu duygu içerisine
giren insanın vücudu üzerinde meydana gelen değişiklikler kızarma, bozarma, rahatsızlanma,
mahcub olma gibi değişikliklerdir. Bunlara utanmanın meydana getirdiği ilk
tesirler diyoruz.
2- Bu mahcubiyete sebep
olan fiiil ve davranıştan uzaklaşmak. Utanmanın bu ikinci te'sirinede nihâi
te'sir diyoruz.
İşte bu tesirlerden
birincisi Allah için muhaldir. Allah, muhcubiyetten ve mahcubiyetle ilgili
organik ve psikolojik hallerden münezzehtir.
Ancak Allah için
utanmanın neticesi olan hal, yani utanmayı gerektiren işlerden uzaklık söz
konusudur. İşte burada Allah'ın utangaçlığından maksat budur.
Metinde geçen
"sittîr" kelimesi İsm-i fail ve ismi mefül manalarına gelebilir,
tsfn-i fail manasında kullanılmış olduğu kabul edilirse, günahları ve ayıplan
örtücü anlamına gelir. Bu durumda " Muhakkak ki Allah (günahları)
örtücüdür" anlamına gelir.
Eğer ims-i Meful
manasında kullanıldığını kabul edersek "Muhakkak ki Allah her türlü ayıp
ve kusura karşı kapalı ve örtülüdür." anlamına gelir.
Metinde geçen
"örtünsün" kelimesi vücub ifade eden vehükmü bütün fertlere şamil
olan bir kelimedir. Bu bakımdan mezheb imalarına göre, insanların bulunduğu
yerlerde yıkanmak isteyen kimselerin yıkanırken insanlardan gizlenmesi
farzdır. Tenha yerlerde avret mahalli açık yıkanması caiz olmakla birlikte
avret mahalini kapatarak yıkanması müstehaptır. Nitekim cumhuru ulema Musa ve
Eyyub (a.s)'ın da tenhada çıplak olarak[Buhârî gusul] yıkanmalarını ifade eden
Buharı hadisine bakarak bir kimsenin tenhada çıplak olarak yıkanmasının caiz
olduğunu söylemişlerdir.